Obezite ve Diyabet Hastalıkları Olanlar Dikkat Etmeli!
Obezite ve diyabet hastalıklarının ve sigara tüketiminin artmasıyla, pankreas kanserinin görülme olasılığı da artmakta. Pankreas kanseri, kanser türleri arasında en yaygın ve en ölümcül olarak bilinenlerden. Pankreas kanserinin 20 yıl sonra kanserler arasında ikinci sıraya yükselmesi öngörülmekte.
Bilim insanları günden güne, pankreas kanseri tanı ve tedavisindeki gelişmelere yenilerini ekleyerek hastalığa yakalanmış kişilerin yaşam kalitesini ve süresini arttırmaya çalışmaktalar. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, pankreas kanseri tedavi çalışmalarına yönelik olarak önceki yıllarda ameliyat edilemeyen pankreas kanserlerinin artık uygun hastalarda “cerrahi” yöntemle hastanın tümörden kurtulmasını sağlayabildiklerini belirtmektedir. Dr. Ceyhan, tedavinin başarılı olması için ameliyatın ardından hastanın kemoterapi ve radyoterapi yöntemleriyle destekleniyor olması gerektiği üzerinde durmakta.
20 Yıl Sonrasına Dikkat!
Pankreas hücrelerinde meydana gelen çeşitli DNA değişiklikleri, hücrelerin normal yaşam süreçlerinin dışına çıkarak kontrolsüzce bölünmesine yol açıyor. Bu bölünmeyle çoğalan hücreler çevre dokulara sızarak etrafa yayılıyor. Kontrolsüz gelişen hücrelerin uzak organlara sıçraması halinde de “metastaz” yaşanıyor. Yani kanser vücudun başka organlarında, dokularında görülebilir hale gelmekte.
Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, pankreas kanseriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Pankreas kanserinin görülme sıklığı artıyor. Ülkemizde kadınlarda 100 binde 3.9 ve erkeklerde 100 binde 5.9 oranında görülüyor. Günümüzde en ölümcül dördüncü kanser türü olan hastalığın 20 yıl sonra en yaygın görülen kanserler sıralamasında ikinci sıraya yükselmesi bekleniyor”
En Önemli Risk Faktörleri: Yaş ve Sigara Kullanımı
Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, pankreas kanseri hastalığının ortalama olarak görülme yaşının 65-70 yaş aralığında olduğunu, nadir görünmekle birlikte 45 yaşından önce ortaya çıkabildiğini de belirtmekte. Tütün ürünlerinin ve aşırı alkol kullanımının pankreas kanseri riskini 2 katına çıkarmakta. Cinsiyete göre bakıldığındaysa, pankreas kanseri erkeklerde, kadınlara göre daha fazla görülmekte.
Pankreas kanseri geç belirti verip “sinsi” bir şekilde ilerleyen bir hastalık olarak tanımlanmakta. Tanı konan hastaların sadece yüzde 20’si cerrahi tedavi için uygun olabilirken yarısında ise kanser uzak organlara metastaz yapmış oluyor. Pankreas kanseri başlangıçta şikâyete neden olmasa da, bazı hastalar mide ve sırt ağrısından, ilerleyen süreçte tümörün karındaki sinirleri sarması nedeniyle sırta vuran şiddetli karın ağrısından, hazımsızlık ve şişkinlikten yakınıyor. Önemli bir belirtinin de sarılık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, aniden gelişen diyabetin de pankreas kanserini düşündürmesi gerektiğini belirtti.
Pankreas kanserinin geç fark edilmesi, bilim adamlarının tedavi konusundaki seçeneklerini azaltıyordu. Kitlenin ameliyat edilemeyecek kadar büyük olması, pankreasın çevresinde hayati açıdan büyük önem taşıyan organlar bulunduğu için radyoterapiden yeterince verim alınamaması, geçmişte tedavi yollarını tıkayan etmenler olarak öne çıkıyordu.
Son yıllarda geliştirilen yeni ve etkin kemoterapi ilaçları ve ileri cerrahi teknikler sayesinde pankreas kanseri hastalarının sağ kalım oranında belirgin iyileşmeler olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, şöyle devam etti: “Öyle ki cerrahi uygulanabilen hastalarda 5 yıllık sağ kalım oranı artık yüzde 30-40’lara yükseliyor. Ameliyat sonrasında uygulanan kemoterapi ve radyoterapi sayesinde tümörün tekrarlama riski azaltılıyor ve daha başarılı sonuçlar alınıyor. Önceki yıllarda kanserli hücrelerin pankreas çevresindeki damarlara yayılmaları nedeniyle ameliyat şansı olmadığı düşünülen hastalar, toplam hastaların üçte birini oluşturuyordu. Yani tedavi seçeneği çok sınırlıydı. Şimdi ameliyat öncesi uygulanan kemoterapi ve radyoterapi sayesinde tümörler küçültülüyor ve cerrahi ile alınması mümkün oluyor. Bu hasta grubunun yüzde 70-80’ine cerrahi yöntemle tedavi sunabiliyoruz. Bu oldukça önemli çünkü pankreas kanserinden kurtulabilmek için cerrahi yöntemle tümörün alınması gerekiyor. Ardından da kemoterapi ve radyoterapi ile tedavi başarısı destekleniyor”
Multidisipliner Yaklaşım ile Hastaların Yaşam Süresi Uzuyor!
Pankreas kanserinin tedavisinde, diğer kanser türlerinde olduğu gibi, farklı disiplinlerde deneyim sahibi uzmanların iş birliğiyle hastalığa karşı verilen savaşta başarı şansı artıyor. Kanser tanısı almış ve tedavi gören hastalar için uzmanlar gerçekleştirilen tümör konseylerinde bir araya gelerek, değerlendirmeler yapar ve istenecek ek tetkiklere, yapılacak işlemlere, tedaviye ve takip sürecine birlikte karar verirler.
Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, “Multidisipliner tümör konseylerinde tartışılan farklı kanser türlerine sahip hastaların hastalık evrelemeleri daha doğru yapılıyor, tedavilerine daha erken başlanıyor ve daha başarılı sonuçlar alınıyor” diye konuştu.