Prof. Dr. Naci Görür, birçok kişinin deprem konusunda açıklamalarını merakla takip ettiği bir yerbilimci. Kahramanmaraş’taki deprem felaketi sonrası ve öncesinde de birçok uyarı yapmıştı. Deprem sonrasında da bir açıklama yaptı. “Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak depremi durduramayacağımıza göre, zararlarını azaltmak ve depreme dirençli kentler kurarak yaşamımızı sürdürmek zorundayız. Asıl özet bu” dedi. Görür, “İstanbul’u depreme hazırlamalıyız” ifadeleri ile uyardı.
Özellikle iki fay konusunda uyarı yaptı. Naci Görür, iki fay için ‘İnşallah etkilenmezler çünkü o zaman bir felaket olur’ dedi.
7,7 büyüklüğündeki depremin ardından, 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. Ardından 1891 artçı deprem meydana geldi. Ölü ve yaralı sayıları her geçen gün artıyor.
Naci Görür Ne Konuda Uyardı?
Deprem, Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay, son depremde büyük yıkım yaşadı. Deprem nedeniyle can kayıpları neredeyse 25 bin oldu. On binlerce yaralı ve binlerce hasarlı bina var. Uzman isimler bir bir uyarılarda bulunmaya devam ediyor. Her ne kadar yaralarımızı sarmak ile meşgul olsak da, deprem hayatımızın bir gerçeği olmaya devam ediyor.
Prof. Dr. Naci Görür, “Depreme dirençli kentler kurmak zorundayız.” diyerek uyardı.
“Dünyanın buradaki yapısı bu. Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak depremi durduramayacağımıza göre, zararlarını azaltmak ve depreme dirençli kentler kurarak yaşamımızı sürdürmek zorundayız. Asıl özet bu!” cümleleri ile herkesi gerçekliğe davet etti.
“Türkiye’de 1939 yılında gerçekleşen Erzincan depreminden sonraki en büyük depremleri 6 Şubat 2023’te yaşadık. Biri 7,7, diğeri 7,6 büyüklüğündeki bu depremler bazı fay kollarını etkiledi. Bunlardan ilki Pazarcık fayı dediğimiz Ölüdeniz fayının devamında meydana geldi. Bu deprem daha sonra Doğu Anadolu fayının Kahramanmaraş tarafındaki, Malatya’ya kadar olan fay hatlarını kırdı. 7,7’lik ilk depremin 9 saat sonra ikinci depremi tetiklediğini gördük. O da Kahramanmaraş’ta Nurhak Dağları’nın kuzeyindeki Sürgü fayı dediğimiz kısımda meydana geldi.”
“Yani çifte deprem yaşanmasının sebebi işte bu tetikleme. Bu olay çok yaygın bir durum değil ama teorik olarak mümkün” dedi.
“Buradaki en büyük handikap ikincinin kısa süre sonra yaşanmasıydı. Bunun gibi bir tetikleme depremi 1766’da İstanbul’da yaşandı. Marmara Denizi’nin içindeki fay sisteminde 3 ay arayla 7’nin üzerinde 2 deprem oldu. Ama dikkat ederseniz arada 9 saat yoktu. İki deprem arası süre çok kısa olduğundan Kahramanmaraş’ta büyük bir yıkım yaşandı.”
Ek olarak şu açıklamayı yaptı. “6 Şubat deprem bölgesiyle ilgili bazı endişelerimiz de oldu çünkü Malatya’nın batısında Malatya fayı, kuzeyinde Ovacık fayı var. Depremden sonra bunlarda belirli ölçüde enerji yüklenmiş olabilir ama inşallah etkilenmezler çünkü o zaman bir felaket olur.”
Ne zaman deprem olur?
“Bu bölgelerde deprem olur mu veya ne zaman olur bilemeyiz tabii ki; bunun bir matematiği yok çünkü.” Bu sözleri ile zamanlama konusunda net bir yanıt verilemeyeceğini belirtti.
“ Yaşadığımız depremler 10 ili çok ciddi şekilde etkiledi. Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak depremi durduramayacağımıza göre, zararlarını azaltmak ve depreme dirençli kentler kurarak yaşamımızı sürdürmek zorundayız. Asıl özet bu.”
Riskli şehirleri de belirtti. “Türkiye’de deprem konusunda en tehlikeli bölgelerden biri Marmara Bölgesi. Kuzey Anadolu fayının kuzey kolu, Marmara Denizi’nin kuzey kesiminden geçiyor. İstanbul ve Tekirdağ yerleşim alanları bu sebeple riskli bölgeler. Ayrıca Kuzey Anadolu fayının güney kolu çevresindeki Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Edremit de deprem beklediğimiz bölgeler. İzmir aynı şekilde riskli. Daha önce konuşsaydık ‘Kahramanmaraş’ derdim. Bunu bugün yaşıyoruz. Hakkâri bir diğer ilimiz… Erzincan ile Bingöl iline bağlı Karlıova ilçesi arasındaki Yedisu fayında da deprem öngörüyoruz. Adana Havzası ve Hatay’ın İskenderun ilçesindeki faylarda da stres artmış olabilir.”