İş Arkadaşlarıyla Geçimsiz Olanlar Tazminatsız Kovulabilecek!
Bir işçi, çalıştığı iş yerinden tazminat ödenmeden kovulduğunu ileri sürerek 1. İş Mahkemesi’ne müracaat ederek şikâyette bulundu. İşine son verilerek kendisine haksızlık edildiğini söyleyen işçi, iş yerinde mobbinge maruz kaldığını, davalı iş yerinde haftanın 7 günü çalıştığını, resmi ve dini bayramlarda izin kullanamadığını belirtti. Resmi ve dini bayram günlerinde ve hafta sonlarında çalıştığında dahi kendisine ek ücret ödenmediğini, yıllık izinlerinin de kullandırılmadığını belirten işçi, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta sonu tatil ücreti, yıllık izin ücreti, resmi ve dini bayram çalışma ücreti alacağının işleyecek faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını talep etti.
Davalı işveren, davacı işçinin, iş akdinin İş Kanunu’nun 25/2. maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacının aynı iş yerinde çalışanlara karşı küfürlü konuştuğunu, çalışanlara karşı baskı, tehdit, hakaret uygulayan bir kişi olduğunu iddia etti. Davacı işçiye yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklarının ödendiğini belirten davalı iş yeri sahibi, davanın reddine karar verilmesini istedi.
Davayla ilgili olarak mahkeme uyarınca davanın kısmen kabulüne hükmedildi. Kararı, davalı işveren temyiz edince, devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Hukuk Dairesi, bu kararla iş yerinde mesai arkadaşlarıyla geçimsizlik yaşayan işçilerin tazminatsız kovulmasının önünü açmış oldu:
“Davacı işçinin iş akdinin davalı işveren tarafından davalı işverenin diğer bir işçisine sataşma haklı nedenine dayalı olarak feshedildiği dosyadaki bilgi ve belgeler ile sabittir. Fesih öncesinde birden fazla işçinin işverene yazılı olarak başvurarak davacı işçiyi sataşma/hakaret içerikli sözleri nedeniyle şikayet ettikleri de sabittir. Şikayetçilerin bir kısmı aynı zamanda tanık olarak dinlenmiş, tanıklık beyanlarında da aynı iddiaları dile getirmişlerdir. Açıklanan delil durumuna göre davalı işverenin fesihte haklı olduğu gözetilerek kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Mahkeme hükmü oy birliği ile bozulmuştur.”