DSÖ Genel Direktörü olan Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, DSÖ’nün İsviçre’de bulunan Cenevre kentindeki merkezinde, online şekilde 2020 yılının son basın toplantısını yaptı.
Ghebreyesus, DSÖ’nün Vuhan’da yayımlanan bir bülten vasıtasıyla şehirde sebebi anlaşılamayan zatürre vakalarını öğrenmesinden bu yana tam olarak bir sene geçtiğini dile getirdi.
Koronavirüs salgını sırasında örgütün politikalarını savunan Ghebreyesus,global bir dayanışma oluşturmak için dünyanın her bir köşesinden binlerce muhteşem bilim insanıyla çalıştıklarını ve her gün başka yeni bir şey öğrendiklerini ifade etti. Ghebreyesus, bu süreçte öğrendiklerinin bazen iyi, bazen zorlayıcı, bazen de oldukça şaşırtıcı ama hepsinin faydalı olduğunu dile getirdi.
Bu salgın sürecinde DSÖ basın toplantılarının takipçisi olan gazetecilere teşekkürlerini ileten Ghebreyesus, hiç kimsenin bir salgını tek başına bitiremeyeceğini ancak birlikte bitirebileceğimizi belirtti.
DSÖ’nün acil durumlar programı başkanı olan Dr. Mike Ryan, gelecek dönemlerde olası küresel sağlık krizlerini daha iyi yönetmek amacıyla bilimsel çalışmalar, lojistik ve eğitim vb. alanların geliştirilmesinin şart olduğunu ifade etti.
Dünya Sağlık Örgütü uzmanları, koronavirüs salgını için yaşanabilecek en büyük salgın olmadığını ve çok daha ölümcül bir virüsün tüm dünya için çok ciddi bir biçimde tehdit oluşturabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Ryan, koronavirüs salgını için yalnızca bir uyandırma çağrısı olduğunu dile getirirken, koronavirüsün, olası başka salgınlara ne kadar hazırlıksız olduğumuzu gösterdiğini vurguladı.
Ryan, gün geçtikçe karmaşık bir hale gelen küresel bir toplumda yaşadığımızı, bu tehditlerin yaşamımız boyunca devam edeceğini dile getirdi. Bütün bu trajedi ve kayıplar ile salgından almamız gerekli bir ders varsa, onun da hep birlikte harekete geçmemiz gerektiği olduğunu belirten Ryan, her gün yaptığımız işte biraz daha iyi bir duruma gelerek kaybettiğimiz kişileri onurlandırmamız gerektiğini ifade etti.
Bunların yanı sıra Ryan, geliştirilen çeşitli aşılara karşı bu virüsün hep hayatımızın bir parçası olacağını belirtti.