Avrupa Birliği ve İngiltere’nin arasında 31 Aralık tarihine kadar sonuçlanması beklenen ticaret anlaşması, kara sularında yapılan balıkçılık anlaşmazlıkları yüzünden kesintiye uğradı. İngilte Başbakanı olan Johnson; Avrupa Birliği’nden, İngiltere sınırları içerisinde yakalanan balıkların değerinde yaklaşık olarak %30 oranında kesinti yapılmasını talep etti. AB yetkilileri, %30 oranının Danimarka ve Fransa gibi ülkelerin kabul etmesi için yeterli olmadığı vurgulanarak teklif geri çevrildi.
Taraflar, balıkçılık sınırlarının dışında avlanma konusunda kendi istediklerini kabul ettirmeye çabalıyorlar.
Brexit ardından gerçekleşen ticaret anlaşması ile ilgili öne çıkan 5 satırbaşından bahsedelim.
- İngiltere, ticaret anlaşması için yapılan müzakerelerde bölgede bulunan ülkelerin balıkçılıktan toplamda av üzerinden aldığı payı gösteren bir uygulama olan Zonal Attachment’ın değişmesini talep etti. Buna rağmen AB, İngiltere’nin balıkçılık aktivitelerindeki erişim ve kota sayısının senelik müzakerelere bağlı bir duruma getirme çabasını reddetti.
- Balıkçılık müzakerelerinde yaşanan gelişmelere bakıldığında, İngiltere Başbakanı olan Boris Johnson’ın balıkçılığa ilişkin sunduğu plana göre; AB’den, İngiltere sınırlarındaki sularda yakalanan balıkların değerinde %30 oranında bir kesinti yapılmasını istedi. İngiltere, bunun öncesinde AB’nin %60 oranında bir kesintiyi kabul etmesini talep etmişti. AB’nin Cuma günü önerdiği pozisyon ise %25 oranında bir kesinti yönündeydi. AB yetkilileri %30 oranın Fransa ve Danimarka gibi ülkelerin kabul etmeyeceği için teklifi kabul etmedi.
Avrupa Birliği’nin, birliğe üyeliği olmayan ülkeler ile de belirli balıkçılık anlaşmaları var. Örnek olarak, AB’de bulunan balık stoklarını ortak bir şekilde yönetmek. - Taraflar müzakerelerde herhangi bir anlaşmanın olmaması halinde, 31 Aralık tarihinde geçiş sürecinin sona ermesinden sonra AB’li balıkçıların İngiltere sularında avlanırken nasıl haklara sahip olacağı konusunda tartıştı. Avrupa Komisyonu Başkanı olan Ursula von der Leyen, balıkçılık ile ilgili görüşmelerin çok zor ilerlediğini belirtirken, bazen sorunu hiç çözemeyeceklerini düşündüğünü de ekledi.
- İngiltere, ‘Ortak Balıkçılık Politikası’ sebebiyle deniz sularını bölge bölge ayırmak zorunda kalırken, kendi sınırlamanın İngiltere’nin balıkçılık endüstrisi için hiç adil olmadığını iddia etti.
Ortak Balıkçılık Politikası’na göre, AB’nin her üyesine balık tutma konusunda belli limitler koyulur. Bu limitler balık stoklarının kontrolünü ele almaya yönelik uygulamalardır. Bölgede yapılan balıkçılık faaliyetleri değer bakımından dünyanın en değerli, üretim adeti bakımından ise en büyük dördüncü alanıdır. - İşi ekonomik açıdan ele alacak olursak; EUMOFA 2020 raporuna bakıldığında, 28 üyeye sahip olan Avrupa Birliği’nin, 2019’da Çin’in ardından ihracat ve ithalat büyüklüğü 33.4 milyar euro ile dünyanın en büyük ikinci bölgesidir. 2009 yılı ve 2018 yıllarında, dünyanın en büyük balık ve su ürünleri üreticisi, Avrupa bölgesidir. Avrupa bölgesi, 2018’de 5.3 milyon ton üretim, 9.4 milyon ton ithalat ile toplam 14.72 milyon ton üretim yapılmıştır.
2019’da AB halkı balık ve su ürünleri için 56,6 milyar Euro değerinde harcama yaptı. Balıkçılık, İngiltere’de toplam iş gücünün sadece % 0.1’ine denk ederken, ekonomiye olan katkısı ise 1.4 milyar sterlindir.
Mesaj yazın