Salgın nedeniyle 17 Nisan ayında uygulamaya konulan iş haddine son verme yasağı işçileri zor durumda bırakmakta. TÜRK – İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ın geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gösterdiği tutanakta da yer alan işverenin sebepsiz işten çıkarma uygulamalarına neden olan işten çıkarma kısıtlaması, işverene işçileri istediği gibi ücretsiz izne ayırma ayrıcalığını tanıyor. Atalay, işçilerin aylarca nakdi ücret desteğiyle yaşamak zorunda olduklarını dile getirdi.
İşverenin cezalandırma vesilesine dönüşen ücretsiz izin mevzusunda ikinci bir grup ücretsiz izin desteğinden de yararlanamıyor.
İşsizlik Sigortası Kanunu verilerine göre, işten çıkarma yasağı süresince işverenin ücretsiz izne ayırdığı işçilere İşsizlik Sigortası Fonu’ndan nakdi ücret desteği veriliyor. Geçen sene günlük 39.24 lira olan nakdi ücret desteği, bu sene günlük 47.70 liraya yükseldi. Fakat, ücretsiz izin desteğinden sadece 17 Nisan 2020 itibarı ile sigortalı çalıştırılanlardan ücretsiz izne çıkartılanlar yararlanabiliyor. 17 Nisan 2020 tarihi sonrasında yeni işe girenler ya da iş değiştirenler ücretsiz izin desteğinden yararlanamıyorlar.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) verileri doğrultusunda, sigortalı çalıştırılan 4/a’lı işçi adedi geçen sene Nisan’da 13 milyon 847 bin kişi civarındaydı. Sigortalı işçi sayısı Ekim’de 15 milyon 371 bin kişi oldu. Bu sayının içinde iş değiştiren kişiler de yer alıyor.
İş değiştirenler dışında bırakıldığında bile Nisan ayı sonrasında yeni işe giren en az 1 milyon 523 bin kişi bulunuyor. Yeni işe giren 1.5 milyon kişiye ilaveten 17 Nisan 2020 tarihi sonrasında iş değiştiren birçok kişi ücretsiz izne çıkartıldıklarında nakdi ücret desteğinden yararlanamıyorlar.
İşten çıkarma yasağı 4857 Sayılı İş Kanunu’na 17 Nisan 2020’de ilave edilen Geçici 10. Madde ile getirildi. İş Kanunu’nda, maddenin yürürlüğe girdiği zamandan itibaren işten çıkarma yasağı getirilirken, işten çıkarma yasağı süresi boyunca de işverene işçiyi ücretsiz izne ayırabilme hakkı verildi. İş Kanunu’nda, çalışanın ücretsiz izne çıkartılabilmesi için 17 Nisan 2020 tarihi öncesinde çalışmaya başlamış olunmasına bakılmıyor. Yani, 17 Nisan 2020 tarihi sonrasında işe giren ya da iş değiştirenler de ücretsiz izne çıkartılabiliyorlar.
Buna karşın, 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nda, yalnızca 17 Nisan 2020 tarihi itibarıyla sigortalı olarak çalışmakta olanların ücretsiz izne ayrılması halinde nakdi ücret desteği ödeneceği düşünülüyor.
Bunun manası şudur: İşveren 17 Nisan 2020 tarihi sonrasında işe aldığı işçisini de istediği şekilde ücretsiz izne çıkartabiliyor. Buna karşın, nakdi ücret desteğinden yalnızca 17 Nisan 2020 tarihi itibarıyla sigortalı olarak bir işte çalışıp, o işveren tarafından ücretsiz izne çıkartılanlar yararlanabiliyor.
İş Kanunu’nda ücretsiz izin uygulaması bulunmamakta. İşveren işçiyi ücretsiz izne zorlar ise işçi haklı fesih yaparak kıdem tazminatını alıp işten çıkabilir. Fakat, Covid-19 nedeniyle getirilen ve tek taraflı olan bu sistem nedeni ile ücretsiz izne çıkartıldığında geliri olmayan işçilerin eli kolu bağlanmış oluyor.
17 Nisan 2020 tarihinden sonra yeni işe giren ya da iş değiştiren işçileri zor durumda bırakan bu adaletsizliğin düzeltilmesi için İşsizlik Sigortası Kanunu’nda değişikliğe gidilmesi gerekiyor.
Kısa çalışma uygulaması 28 Şubat tarihinde, işten çıkarma yasağı ve ücretsiz izne çıkarma uygulaması da 17 Mart tarihine kadar uzatıldı. Fakat, kanun doğrultusunda Haziran itibariyle uzatılması mümkün görünüyor.
TÜRK – İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a rapor sunarak, haksız işten çıkarmaları dile getirdi. Atalay, İçerisinde bulunduğumuz salgın döneminde her türlü iş ya da hizmet kontratı, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler haricinde işverence feshedilemiyor. İstisna kapsamında tutulan bu haller son devirlerde bazı işverenlerce çalışanları işinden etme yöntemi halini aldı. Özellikle sendikal örgütlenen çalışanların bazı işverenlerce ilgili haller mazereti ile iş akitleri feshediliyor veya işçiler ücretsiz izne gönderilerek cezalandırılıyor. Ülkemizin dört bir yanında bir sürü çalışan bu yöntemle haksız yere iş haddine son verildi. Bu şekilde iş haddine son verilen çalışanlar işsizlik sigortası, ihbar ve kıdem tazminatlarını alamamakta. Ahlak ve iyi niyet kuralları mazereti ile iş akitleri feshedilen işçiler, bu gerekçe sebebi ile işsizlik ödeneğinden yararlanamamakta. İşten çıkarma yasağı her tarafı ile işçi zararına işliyor. İş Kanunu’nun 25/2. Maddesi doğrultusunda nedensiz ve kasıtlı olarak iş sözleşmesi işverence feshedilen çalışanın mahkemelere başvurup haklarını istemesi senelerce sürmekte. Yargılama süreçlerinin bütün maddi yükü de peşin ödeme sistemi gereğince davasını kazanana dek çalışanın üzerinde kalıyor.